- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kombi almak isteyen herkes yoğuşmalı kavramıyla tanışmış olsa gerek. Adı çok geçse de çalışma sistemi gerçekten pek az kişi tarafından doğru anlaşılır ve anlatılır. Kimi turbo motorlu arabaya benzetir, kimisi de "gazı iki kez yakıyo" gibi çocuksu bir açıklama getirir yoğuşmalı kombiye. Peki gerçekte nedir şu yoğuşmalı kombi?
Azıcık kimya
Kombilerimizin yakıtı olan doğalgaz yüksek oranda metan gazı(CH4) içeriyor. Bu gaz yandığında (yani oksijenle reaksiyona girdiğinde) karbondioksit ve su ortaya çıkar. Formul olarak gösterecek olursak;
CH4 + ¾ O2 → CO2 + H2O
Bu reaksiyon yüksek sıcaklıkta gerçekleşiyor. Sonuçta bir yanma hadisesi mevzubahis. Bu sebeple ortaya çıkan su, buhar halinde oluyor. İşte yoğuşma meselesi bu noktada önem kazanıyor.
Yoğuştursak da mı atsak, yoğuşturmasak da mı atsak?
Eski kombilerde ortaya çıkan su buharı direk bacadan atılırdı. Buharın suya dönüşmesine asla izin verilmezdi. Bu kombinin sağlığı için çok önemliydi. Fakat teknolojinin gelişmesi ve enerji tasarrufunun önem kazanmasıyla birlikte atılan buhardaki enerjinin geri kazanılması gündeme geldi.
Su buharının enerjisini geri kazanmak demek, buharı soğutmak demek. Yani buharı su haline dönüştürerek yoğuşturmak. Buhardaki kayıp enerfinin geri kazanılması, kombinin yanma odasında su oluşumuna izin vermeyi gerektiriyor. Fakat hepimizin bildiği basit bir kaide var:
Su ateşi söndürür!
Su ateşi söndürüyorsa, verimi arttıracağız diye doğalgazın yakıldığı yerde oluşan su kombinin sönmesine sebep olmaz mı? Kombi üreticileri bu basit sorunun cevabını bulmak için geleneksel kombi tasarımlarından farklı yaklaşımlar sergilediler. Yoğuşma suyunun bir şekilde ateşe temas etmeden atılmasını sağladılar. Bu yaklaşımlar markadan markaya değişiklik gösteriyor. İnşallar ilerleyen zamanlarda bu tasarım değişikliklerini başka bir başlıkta detaylıca inceleyeceğim.
Yoğuşturmak yetmez
Su buharının enerjisini aldık. Yoğuşturarak suya çevirdik. Ateşi söndürmesin diye kombinin tasarımını bile değiştirdik. Fakat problemler bununla bitmedi. Bu suyun kötü bir tarafı daha var. Kombinin yoğuşma suyu ne yazıkki çeşmelerimizden akan musluk suyu kadara masum değil. (Musluk suyunun ne kadar masum olduğu da tartışılır ama konumuz bu değil) İçinde havanını %75'ini oluşturan azotun kalıntıları var. Suda çözünen azot, yoğuşma suyunu asitik olmasına sebep olur. Buhar halindeki sudan hiçbir zarar görmeyen kombimiz, bu suyla temas ettiğinde zarar görür. Öyleyse bu suyu bertaraf ederken kombiyi de zarar görmeyecek bir malzemeden üretmeliyiz.
Malzeme problemi
Asitik özelliği olan yoğuşma suyu kombiye zarar vermesin diye kombinin eşanjörünün yapıldığı malzeme, asitik ortama dayanıklı olmalı. Bunun için pek çok üretici paslanmaz çeliği seçmiştir. Paslanmaz çelik, bilinen adıyla krom, bu iş için gayet iyi bir malzeme olsa da fiyatı daha yüksek. Yoğuşmalı kombilerin geleneksel yoğuşmasız kombilere nazaran pahalı olmasının ana sebebi işte bu malzeme fiyat farkıdır.
%107 verim de neyin nesi?
Yoğuşmalı kombileri araştıran kişilerin karşısına yüzde yüzün üzerinde verim değerleri çıkıyor. Normalde verimin yüzde yüzden yüksek olması imkansız. Fakat nasıl oluyor da kombi üreticilerini göğsünü gere gere %107 gibi verimlerden bahsedebiliyor. Yoksa müşteriyi kandırmaya mı çalışıyorlar?
Bu konuda işin gerçeği şöyle. Bir yakıt yandığında ortaya çıkan ısı iki şekilde değerlendirilir. Bunlar alt ısıl değer ve üst ısıl değer. Alt ısıl değer su buharının kullanılmadığı, üst ısıl değer ise kullanıldığında ortaya çıkan ısılardır. Yoğuşmalı kombiler de alt ısıl değere göre değerlendirildiğinde yüzde yüzü geçmeleri gayet doğal. Eğer üst ısıl değere göre verimi söylenecek olursa en iyi yoğuşmalı kombi %98'den fazla verim vermez. Yani %107 verim bir pazarlama taktiği olsa da gerçeklik payı mevcut.